Vücut sıcaklığının bir ifadesi olarak ateş terminolojisi kullanılmaktadır. Normalde vücut ısısı, sirkadiyan bir ritim göstererek sabahları yaklaşık 36 oC,
öğleden sonrada 37.5 oC arasında değişecek şekilde değişim göstermektedirir. Çeşitli nedenlerle vücut ısısının 37.5 0C ve üzerinde olması ateş olarak tanımlanmaktadır. Ateş, vücudun başta enfeksiyonlar olmak üzere çeşitli yabancı ajan ve etkenlere karşı savunma mekanizması olarak ortaya çıkan fizyolojik bir reaksiyondur. Hatta öyleki bakterilerin vücutta yayılmasını önleyen en önemli mekanizmanın ateş olduğu iddia edilmektedir. Ateşlenmeden büyüyen hiçbir çocuk yokur. Burdada önemli olan ateş düzeyi, seyri, sıklığı ve eşlik eden belirti ve bulguların doğru ve zamanında değerlendirlmesidir. Çocuğumuzda ateş olduğunda, bunu paniklemeden gereksiz uygulamalara girmeden, hekimin önerileri doğrultusunda düşürülmesini sağlamaktır.
Günümüzde artık teknolojinin de gelişmesi ile birlikte civalı termometreler tarihe karışmış olup alından, ağızdan, kulaktan, koltuk altından veya rektal (popo) bölgeden ateş ölçülmektedir. Dolayısıyla bu bölgelerin herbiri için ateş değeri de farklılık göstermektedir. Bu değerler, rektal bölge ve alın için 380C, ağız için 37.8 0C, koltuk altı için 37.2 0C ve kulak için ise 37.5 0C olarak belirlenmiştir. Türkiyede artık yaygın olarak kullanılan yol ise alın ve kulak bölgesidir. Bu alanlar için kullanılan ateş ölçerlerin, talimatlara uygun olarak ateşin ölçülmesi çocuğun gereksiz hastaneye gidiş ve gereksiz tedavilerin de önüne geçmesini sağlayacaktır. Rektal ve oral ateş değerleri, gerçek vücut ısısını daha doğru yansıtmalarına ragmen bu bölgeler, mecbur kalınmadıkça enfeksiyon riski ve psikolojik nedenlerle kullanılmamalıdır.
Ateş vücutta bağışıklık sistemimizin ortaya çıkardığı bir reaksiyondur. Vücut, bir mikrop veya yabancı ajan olarak kabul ettiği herhangi birşeye karşı bağışıklık sisteminin bir parçası olan makrofaj, monosit ve nötrofillerin vücudumuzu savunmak üzere aktifleşmesini sağlar. Bu aktifleşen hücreler, interlökin-1, interlökin-6 ve TNF gibi bazı hormon benzeri maddelerin salgılanmasını sağlarlar. Salgılanan bu maddeler beyinde ön hipotalamus dedğiimiz bir bölgede PGE1 denilen maddeyi salgılayarak ateşin eşik değerinin artmasını sağlamaktadır. Beyindeki bu ısıyı ayarlama merkezi, otonom sinir sistemini devreye sokarak damarların büzüşmesini ve titremeye yol açarak ateşin yükselmesine yol açar. Vücut ısısıs 41.10C nadiren geçer. Ateşin 420C ve üzerine çıkması hayati tehlike anlmaına gelir ve nörolojik hasar meydana gelebilir.
Ateşe bir çok hastalık neden olabileceği gibi bazı önemli hastalıklar kendini ateş yükselmesi ile gösterebilir. Çocuklarda her yaşta ateşin en önemli nedeni enfeksiyonlardır. Hayatın ilk üç ayında bebekte enfeksiyon kaynağı annedir. Böyle bir durumda dikkatle araştırma yapılması gerekir. Enfeksiyon ajanları olarak virüsler, bakteriler ve parazitleri sıralayabiliriz. Bakteri ve parazit enfeksiyonlarında uygun antibiyotiğin zamanında doğru dozda ve doğru sürede kullanılması çok önemlidir. Ancak viral enfeksiyonlarda antibiyotiğin yeri yoktur ve uygun değerlendirme ile viral bir enfeksiyon söz konusu ise antibiyotik kulllanmadan destek tedavi ile tedavi planlanmalıdır.
Ateşin seyri, yüksekliği ve özelliklerine gore enfeksiyonların tipi hakkında fikir sahibi olmak mümkündür. Yada kedi, köpek ısırması, seyahat öyküsü, keneye maruziyet, sivrisinek ısırıkları, hijyen koşullarının bozuk olduğu ortamlarda bulunma, enfekte bir bireyle temas (bu aile içinde olabilir veya toplum içinde), kan alma veya verme öyküsünün bulunması gene enfeksiyon kaynağının tesbit edilmesinde önemli ip uçları sağlar. Enfeksiyonlar dışında Henoch-Schönlein purpura, romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus, romatizmal ateş gibi bağ dokusu hastalıları; lösemi, lenfoma gib kötü huylu hastalıklar; bağırsak hastalıkları, Kawasaki hastalığı gibi digger bir çok hastalık kendini ateşle gösterir. Bu hastalıklarda ateş, genelde günün belli saatlerinde yükselir ve genelde 5 günden daha uzun süredir vardır. Öte yandan bu hastalıklar, enfeksiynları da taklit edebildiği için enfekisyon denilerek antibiyotik başlanılan hastalarda ateş 3 günden fazla devam ederse mutlaka doktor ile tekrar temasa geçilmelidir. Bu durumda ateşin 5 günden fazla sürmesi halinde ise ileri tetkiklerin yapılması uygun olacaktır.
Çocuklarda diş çıkarmanın ateşe neden olduğu yaygın bir inanış olarak görülmektedir. Ancak bunun ciddi bir bilimsel kanıtı bulunmamaktadır. Burada önemli olan nokta ateşi olan bir bebeğin mutlaka hekim tarafından değerlendirlmesi gerektiğidir. Ek olarak eğer bir bebeğin ateşi 38.90C’nin üzerinde ise bunun bir hastalığa bağlı olma olasılığı çok yüksektir ve asla diş çıkarmaya bağlanmamalıdır. Diger önemli bir nokta üç aylıktan küçük bebekler çok fazla giydirildiklerinde ve/veya çok sıcak ortamlarda ateşleri yükslebilir. Ancak bu ateş değeride asla 38.5 0C’nin üzerine çıkmaz.
Vücut ısısını en doğru yansıtan vücut bölgesi popo ve ağızdır. Ancak bu bölgelerin rutin ölçüm için kullanılması hem fizyolojik değil hem de psikolojik ve sosyal açıdan çocukta etkilenme söz konusu olabilir. Koltuk altı ölçüm ateşin ilk değerlendirmesi için uygun bir alandır. Ancak civalı termometrelerin civa intoksikasyon riski taşıması nedeni ile artık kullanımdan kalkmış olması koltukaltı kullanımını da ortadan kaldırmıştır. Öte yandan dijital koltuk altı ateş ölçüm cihazlarının da ateşi doğru ölçmelerinde zorluklar olduğu görülmüştür. Günümüzde en ideal ateş ölçüm tekniğinin kulaktan ölçülmesi veya standardize edilmiş temassız alından ölçerler olduğu söylenebilir. Bir annenin çocuğumun ateşi var demesi aslında ateşin olduğunu Kabul etmek için yeterlidir. Ancak ateşin değerleri, günün hangi saatlerinde çıktığı ve eşlik eden bulgular, ateşin nedeni açısından önemli olduğu için ateş ölçülmeli ve ateşin saatleri kaydedilmelidir.
Ateş genel olarak evde ateş düşürücü ilaçlarla düşürülmelidir. Çocuklarda en sık kullandığımız ateş düşürücü ilaçlar parasetamol ve ibuprofendir. Bu ilaçların dozu doktor tarafından belirlenerek uygulanmalıdır. Her bir ilaç 4 saatten daha erken sıklıkta verilmemeldir. Eğer ateş düşürücü ilaç kullanma hakkımızı kullandık ve halen çocuğumuzun ateşi varsa bu durumda ılık su ile banyo yaptırılmalı ve/veya alın, boyun, koltuk altı ve kasık bölgesine ılık su ile ıslatılmış bezlerle kompres uygulanmalıdır. Ateşli çocuğun kıyafetleri mutlaka çıkarılmalıdır. Çocukların ateşi olduğunda üşüme titreme olabilir. Kollar ve bacaklar buz gibi, gövde ateş gibi olabilir bu durumda endişe edilmemeldir. Ateşi düşürmek için kesinlikle alkol, sirke ve diger su dışı sıvılar kullanılmamalıdır. Zira daha yüksek ateşle birlikte ateşli havale ve şoka yol açabilrisiniz. Bunladan kesinlikle kaçınılmalıdır.
Bazı ateş durumlarında mutlaka hasta hekim tarafından değerlendirilmelir. Bunlar:
- 3 ayın altındaki tüm bebekler
- 3 – 36 ay arası çocuklarda üç gündür devam eden ateş veya hasta görünümlü olmaları.
- 3- 36 ay arası 38.9ºC üzerinde ateşi olan tüm çocuklar.
- Alından ölçülen ateş 40ºC veya diger bölgelerden ölçülen ateş 39.4ºC veya üzerinde olması
- Ateşli havale öyküsü olan tüm çocuklar
- 6 günden daha fazla devam eden tekrarlayan ateş olması
- Kronik hastalığı olan tüm çocuklar
- Cilt döküntüsü ile birlikte olan ateş.
Ateş, vücudun yabancı antijenlere karşı verdiği bir savunma mekanizması yanıtıdır. Endişe etmeden yaklaşılmalı ve önemli durmlarda da geç kalınmadan hekimle temasa geçilmeldir.